Dünyanın dört bir yanında devletler, şirketler ve tüketiciler tek bir konuda hemfikir: Artık sürdürülebilir üretim ve tüketim, bir seçenek değil zorunluluk. Bu değişim dalgasının merkezinde ise perakende sektörü yer alıyor.
Son yıllarda Avrupa Birliği başta olmak üzere Amerika, Kanada, Çin ve Güney Kore gibi ülkeler karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik çok ciddi düzenlemeler hayata geçirdi.
2023’te yürürlüğe giren Avrupa Birliği Kereste Yönetmeliği, sürdürülebilir olmayan orman ürünlerinin ithalatını kısıtladı. Türkiye merkezli birçok marka bu nedenle Avrupa’daki mağazalarına mobilya, kağıt veya ambalaj gönderemedi, tedarik zincirini acilen değiştirmek zorunda kaldı. Bu sadece bir örnek. Çok daha kapsamlı regülasyonlar kapıda.
Örneğin Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında gündemde olan sınırda karbon vergisi, karbon salımı yüksek olan ürünlerin ithalatında ek maliyetler yaratacak. Benzer sistemler diğer ülkelerde de uygulanmaya başlandı bile. Perakende sektörü, enerji tüketimi, ambalaj kullanımı, lojistik operasyonları ve mağaza yapılarıyla bu düzenlemelerin doğrudan hedefinde.
Peki ne yapılmalı?
Sürdürülebilirlikte Yol Haritası: 4 Adımda Dönüşüm
Markaların bu süreci sadece yasal zorunluluk olarak değil, itibar, verimlilik ve rekabet avantajı fırsatı olarak görmesi gerekiyor. Bunun için izlenmesi gereken temel adımlar şunlar:
1. Durum Tespiti
Her şey mevcut durumun objektif olarak belirlenmesiyle başlar. Mağazalarınız ne kadar enerji tüketiyor? Lojistik faaliyetleriniz yıllık ne kadar karbon salıyor? Ambalajlarınız çevreye ne ölçüde zarar veriyor? Bu sorulara ölçülebilir verilerle cevap vermek, doğru bir başlangıç noktasıdır.
2. Hedef Belirleme
Sadece bugünü bilmek yetmez. Nereye ulaşmak istediğinizi de net olarak tanımlamalısınız. Örneğin: “3 yıl içinde karbon salımını %25 azaltacağız.” Bu hedefler şeffaf ve takip edilebilir olmalı. Ayrıca gerçekçi ve kurumun iç dinamiklerine uygun biçimde kurgulanmalı.
3. Aksiyon Planı
Hedefe ulaşmak için atılacak adımlar somut olmalı. Enerji verimliliği yatırımları, sürdürülebilir tedarikçilerle çalışma, ambalaj dönüşümü, lojistik optimizasyonu ve iç iletişim bu adımın başlıca unsurlarıdır. Her adımın uygulanabilir olması ve kurumun geneline yayılması gerekir.
4. İzleme ve Paylaşım
Atılan adımların ne sonuç verdiği yıldan yıla ölçülmeli ve iç/dış paydaşlarla paylaşılmalıdır. Bu sadece şeffaflık değil, aynı zamanda güven ve sadakat yaratmanın da temelidir.
Geleceğe Yatırım
Sürdürülebilirlik, bugün için bir maliyet gibi görünse de; yarın için itibar, pazar gücü ve yatırımcı ilgisi anlamına gelir. Bugün başlayanlar öne çıkacak, gecikenler ise büyük cezalara ve kayıplara uğrayacaktır.
Ben, bu alanda çalışan bir danışman ve yazılım geliştirici olarak şunu çok net görüyorum: Yeşil dönüşümde erken harekete geçen markalar, yalnızca çevresel değil, ticari açıdan da kazançlı çıkıyor.
Eğer siz de bu yolculuğa nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız, doğru soruları sormakla başlayın. Sonra birlikte cevaplayabiliriz.